29 Aralık 2016 Perşembe

Yeşil Mercimek Böreği (Unsuz)


Malzemeler

  • 2 su bardağı mercimek
  • 3 su bardağı su
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 2 yumurta
  • 1 kase peynir
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 çay kaşığı karbonat
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 1 çay kaşığı pulbiber
  • 1 çay kaşığı tuz
  • Bir avuç içi kadar maydanoz
  • Çörekotu

  • Yapılışı
    Mercimeği 3 su bardağı suyla suyunu çekene kadar haşlayın. Soğuduktan sonra çörekotu dışındaki bütün malzemeleri mercimeğe ekleyip güzelce çırpın. Yağlanmış borcama karışımın tamamını aktarın. Üzerine bol çörekotu serpin. 190 derece fırında bir bir buçuk saat kadar pişirin. Soğumaya yakın kesip servis edin.

    Kaynak:nefisyemektarifleri.com

    21 Aralık 2016 Çarşamba

    Karnıbahar Kısırı




    Malzemeler:
    Bir adet orta boy karnıbahar
    1 adet kuru soğan
    Domates ve biber salçası
    Limon
    Zeytinyağı
    Tuz, kimyon, nane
    Maydanoz, marul, dereotu, yeşil soğan

    Yapılışı:
    Karnıbaharı yıkadıktan sonra köklerinden ayırıp küçük parçalara bölerek rondolayın. (Rondodan sonraki görünüşü aşağıda.)


    Bir tavada kuru soğanı zeytinyağıyla soteleyin, Salça ve baharatları ekleyin, rondolanan karnıbaharları da tavaya alıp 10-15 dk çevirerek pişmesini sağlayın.
    Piştikten sonra soğumaya bırakın.
    Doğradığınız yeşillikleri, limonu pişen karnıbaharların içine ekleyip karıştırın.
    Afiyet olsun.

    Kaynak: Facebook Karatay Lezzetleri Sayfası. (Fotoğraf Nuray İlbars)



    Ceviz Suyunun Faydaları


    • Ceviz içerisinde bol miktarda protein, lif, omega 3 ve 6 yağ asitleri bulundurur.
    • Kalsiyum, çinko, magnezyum, fosfor, bakır, selenyum, demir ve manganez minerallerini barındıran nadide kuru yemişlerdendir.
    • A, B1, B2, B6 ve C vitaminlerini bünyesinde bulundurur.
    • Kalp ve damar sağlığını korur.
    • Güçlü bir antioksidandır.
    • Yüksek kolesterolü düşürür.
    • Tam bir antidepresandır. Stresle mücadelede önemli bir rolü vardır.
    • Saç ve cilt bakımında tercih edilir. Saçı güçlendirir, geç beyazlamasını sağlar, kırışıklık gidericidir.
    • 3-4 adet cevizi akşamdan bir bardak oda sıcaklığında suya koyun sabaha kadar bekletin. Sabah kahvaltıdan önce aç karnına bu suyu için ve cevizleri yiyin. Bu uygulamayla cevizin suya geçen vitaminlerinden de faydalanmış olacaksınız. Hızlı zayıflayacak, kabızlık probleminizi ortadan kaldıracaksınız.

    .

    14 Aralık 2016 Çarşamba

    Şekersiz Muzlu Puding



    Malzemeler:
    2 muz
    Kıvam verecek kadar süt
    2 tatlı kaşığı kakao

    Yapılışı:
    Malzemeleri derin bir kaba koyup mikserleyin. İçine dövülmüş ceviz, badem ve yaban mersini ekleyin.
    Kilo verme sürecinde yenilmesi önerilmiyor ama yiyecek olursanız da sabah kahvaltısı ardına tüketip yürüyüş yaparak yediğinizi yakmanız gerekecek:-)

    Kaynak: Facebook Karatay Lezzetleri Sayfası

    Sebzeli Börek (Unsuz)



    Malzemeler

    Yarım su bardağı haşlanmış kırmızı mercimek
    Yarım su bardağı haşlanmış yeşil mercimek
    4 kaşık yoğurt
    1 çay bardağı süt
    2 yumurta
    Bir çay kaşığı kabartma tozu
    Roka, maydanoz, tere, dereotu, nane
    Pırasa
    Pazı
    Yarım kuru soğan
    Yeşil soğan
    4 kaşık lor
    Yarım çay bardağı zeytinyağı
    Biraz tereyağı
    Kayatuzu, toz kırmızı biber, nane
    Çeyrek havuç rendesi. (Havucu kilo verme sürecinde kullanmamanızı öneririm. Pişince şekere dönüşüyor.)

    Bütün malzemeleri bir kapta karıştırın, kek hamuru kıvamı almasına dikkat edin. Sonra hepsini yağladığınız kalıba alın.
    180 derecelik fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirin.

    Not: Bu tarife kek kıvamı alabildiği sürece dilediğiniz sebzeyi ve baharatı ekleyebilirsiniz. (Patates, havuç, bezelye hariç)

    Nuray İlbars

    Glisemik İndeks Tablosu



    13 Aralık 2016 Salı

    Kırmızı Mercimekli Krep (Unsuz)




    Malzemeler:
    1 su bardağı mercimek
    2 yumurta
    2 kaşık lor
    1 çay kaşığı karbonat
    Tuz
    Süt

    Yapılışı:
    1 su bardağı mercimek geceden yikanip islanir.
    Sabah içine 2 yumurta, 2 kaşık lor, 1 çay kasigi karbonat, tuz ve kıvam alana kadar süt konur. Hepsi blenderdan geçirilir ve krep gibi pişirilir.

    Kaynak: Facebook Karatay Lezzetleri Sayfası (Aynur Kader Körbalta)

    Mutfağınızı Karatay Beslenmesine Hazırlamak İçin


    Beslenmeyle ilgili tüm bilgilerimize reset atıp önyargılarımızdan kurtulup sonra adeta ders çalışır gibi Karatay Diyeti kitabını okuyup özümsedikten sonra iş uygulamaya geldi.
    1. SAĞLIKSIZ GIDALARIN TEMİZLENMESİ: Kitapta yazan mutfağa hiç sokulmaması gereken malzemeler varsa atılmalı veya düşman gördüğünüz birilerine verebilirsiniz dostunuza bile vermemelisiniz. Önce ekmek kutunuzdan kurtulmakla işe başlayın. Sonra erzak dolabınızı elden geçirin. Pirinç, makarna, şehriye, her tür un, iç bakla ve şeker varsa dolabınızdan çıkarın. Şimdi sıra buzdolabınıza geldi. Buzdolabınızı paketlenmiş ürünler, eritme ve krem peynirler, hazır yoğurt, süt tozu, krema, hazır soslar, varsa tost ekmeği, her türlü meşrubat, meyve suyu, sucuk, salam, sosis gibi işlem görmüş et ürünleri, marketten alınma tavuk ve yumurta, her türlü şarküteri ürünlerinden arındırın. Kavun, karpuz, incir ve dut gibi glisemik indeksi yüksek meyveleri ve mevsimsiz sebze ve meyveleri de buzdolabınızdan çıkarın. Mutfağınızdan bisküviler, galetalar, tatlı-tuzlu kurabiyeler, cipsler, çikolatalar, şekerleme ve lokumlar, yapay veya doğal tatlandırıcılar, sakızlar, şekerli ve şekersiz reçeller, şuruplar, bal, pekmez, hazır çorbalar, ayçiçeği ve mısırözü yağları, patates, kavrulmuş kuru yemişler gibi sağlıksız ne varsa her şeyi atın. Poşet çaylar, granül kahveler de mutfağınızdan çıkmalı.
    2. SAĞLIKLI GIDALARIN ALINMASI: Karatay Sağlıklı Beslenmesine yönelik ceviz veya kavrulmamış badem/fıstık/fındık, günkurusu kayısı, serbest dolaşan tavuk yumurtası, hangi zeytinden seviyorsanız zeytin, tam yağlı en çok sevdiğiniz peynir, mevsim sebzeleri, yeşillik, soğuk sıkım sızma zeytinyağı, köy tereyağı, süt, et veya balık vb malzemeleri eve almalısınız. Sütü öncelikle yoğurt mayalamak için aldınız. Maya olarak tanıdıklarınızdan ev yoğurdu bulmanızı tavsiye ederiz. Cevizi pazardan kabuklu olarak alıp kendiniz taze taze kırarsanız hem daha lezzetli hem de daha sağlıklı olur.
    Zamanla çok kullanacağınız bazı malzemeleri Anadolu’nun çeşitli yerlerinden getirtmeye başlarsınız. Biz, örneğin, cevizi Kaman’dan, kayısıyı Malatya’dan, tuzu Çankırı’dan getirtiyoruz. İnternet yoluyla alışveriş ve kargoculuk o kadar gelişti ki bunu yapmak hiç de zor olmuyor.

    Kaynak: Facebook Woto Sağlıklı Yaşıyoruz Sayfası

    10 Aralık 2016 Cumartesi

    Kırmızı Mercimek Mantısı





    Yaklaşık bir bardak kırmızı mercimeğe üstünü geçecek kadar su ekleyin. Tuzunu ilave edin.
    Ayrı bir tencerede biraz suyla bir kuru soğanı soteleyin. İyice suyunu çekince kıymasını ilave edip kendi suyunda kavurun.
    Biraz soğuk sıkım zeytinyağı ekleyin.
    Soğuyan mercimeğe taze soğan doğrayın.
    Kalıpla servis tabağına çıkartıp üzerine soğanlı kıymayı, sarımsaklı yoğurdu ve en üstüne de nane ve pulbiberli yağı dökün.
    Afiyet olsun.

    Kaynak: Facebook Karatay Lezzetleri Sayfası (Nilüfer Kasap)

    8 Aralık 2016 Perşembe

    Kilo Verememe Sebepleri



     Kilo verememenizin birkaç sebebi olabilir:

    - D vitamini seviyeniz düşüktür.

    - Demir seviyeniz düşüktür.

    - Magnezyum seviyeniz düşüktür.

    - İnsülin seviyeniz yüksektir.

    - Troid hormonunuzda bir sorun vardır. (Diyete başlamadan önce mutlaka D vitamini, B12 vitamini,Troid hormonları açlık insülini demir ve diğer biyokimya ve hemogram tahlillerinizi yaptırın)

    - Yemek saatlerinizi doğru ayarlayamamışsınızdır.

    - Hazır yoğurt tüketiyorsunuzdur (çoğunun içeriğinde nişasta olduğundan beslenmeyi etkisiz hale getiriyor)

    - Doğal olmayan gıdaları tüketiyorsunuzdur (Ne yazık ki doğal olmayan birçok gıda hormonal ilaç içeriyor, bu da kişilerin kilo vermesini engelliyor)

    - Düzenli spor yapmıyorsunuzdur.

    - Sporu yeterli süre boyunca yapmıyorsunuzdur.

    - Arada küçücük de olsa kaçamaklarınız vardır.

    - Yemekleri pişirme şeklinizde hata vardır. (Yanlış pişirilen besinler trans yağ içerir)

    - Uyku saatleriniz yanlıştır.

    - Kabızlık sorununuz vardır (lifli gıdaları az yemek ve az yağlı tüketmek bu soruna neden olur)

    - Tuz tüketiminiz fazladır ve yanlış tuz kullanıyorsunuzdur.( kaya tuzu kullanmalısınız )

    - Akşam yemeklerinizi doyana kadar değil tıka basa yiyiyorsunuzdur.

    -yediğiniz gıdaların bazılarına intöleransınız yani allerjiniz vardır

    Çözüm önerileri:

    - Tahlil yaptırıp kan değerlerinizi görün.düşük olan d vitamini ,b12 ve demir seviyeleriniz varsa yükseltin

    - Spor yaparken süre tutun

    - Yediklerinizin resmini çekip, yediğiniz saati de belirterek grupta paylaşın.Böylece yediklerinizde bir hata olup olmadığını hep beraber kontrol ederiz.

    - Köy yumurtası, köy tavuğu, köy tereyağı, evde yapılmış yoğurt vs tüketin.

    - Hazır alıyorsanız doğal yada ev yapımı gıdalara yönelin.

    - Her gün düzenli yürüyüş yapın.

    - Kaçamak dediğimiz küçük atıştırmalıklardan kesinlikle yapmayın.

    - Yemekleri Karatay beslenmesine uygun şekilde pişirin.

    - Karatay diyetinde uykuda da kilo verme mümkün olabildiğinden, uyku saatlerinizin düzenli olması gerekiyor. Bu nedenle akşam en geç 11:30 gibi uyuyup sabah erken kalkmak çok önemli. Gece saat 2 ve 5 arası LEPTİN HORMONU salgılanır ve yağlarımızın yanmasını sağlar

    - Lif içeren sebzeleri öğününüzde bol bol tüketin.

    - Yağı kesinlikle kısıtlamayın, bol sağlıklı yağ tüketin çünkü Karatay diyeti kalori hesabına dayalı değildir. Vücuda giren faydalı yağ (soğuk sıkım zeytinyağı, köy tereyağı,kuyruk yağı tüketin), bağırsakların düzenli çalışmasını da sağlar. Kahvaltıda yediğiniz domates, salatalık gibi sebzelere de bol yağ koymayı unutmayın. Sebzeleri mutlaka mevsiminde tüketin

    - Kullandığınız tuz miktarını az tutun ve mutlaka evinizdeki küçük tahta ya da cam değirmenlerde toz haline getirdiğiniz kaya tuzu kullanın. Diğer tuz çeşitleri ödem yaparak kilo vermenizi imkansız hale getirebilir.

    - Sabah kahvaltıları tam ve doyurucu olacak şekilde, yüzde yüz karatay kahvaltısı olmalı. Akşam yemeklerini de sağlıklı besinlerden oluşan menüler hazırlayarak tıka basa değil ama doyuncaya kadar yiyin.

    Kaynak: Karatay Lezzetleri Sayfası


    5 Aralık 2016 Pazartesi

    Kırmızı Lahana Salatası







    Kırmızı lahanayı doğrayıp bol kaya tuzu ekleyin. Derin bir kapta ovun. Sonra kırmızı lahanaları bir kavanoza doldurun. Ağzına kadar üzüm sirkesiyle doldurup salata yapmaya hazır hale getirin. İsteğe göre roka, maydanoz, marul, havuç ekleyerek salata yapabilirsiniz.




    3 Aralık 2016 Cumartesi

    Karnıbaharlı Çubuk Ekmekler (Unsuz)




    • 1 adet küçük boy karnabahar
    • 4 adet yumurta
    • 3 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri veya eriyen başka bir doğal peynir ben dil peyniri kullanıyorum yada mozarella
    • 1 yemek kaşığı kekik...
    • 4 diş sarımsak
    • 1 çay kaşığı tuz
    • 1 çay kaşığı karabiber
    • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
    • Hazırlanışı
    • 1- Karnabaharı temizleyip çiçeklerini kesin.
    • 2- suda haşlayın yada buharda pişirin, tel süzgeçte suyunu iyice süzdürün
    • 3- Karnabaharlar piştikten sonra derin bir kase içine koyun ve soğumasını bekleyin.
    • 4- Üzerine rendelenmiş Kaşar peyniri, yumurta, kekik, ezilmiş sarımsak, deniz tuzu, karabiber ve zeytinyağı ilave edip karıştırın.
    • 5- Hazırlanan karnabahar harcı ikiye bölüp yağlanmış tepsiye yayın.

    • 6- Önceden ısıtılmış 200 derece fırında yaklaşık 25 dakika pişirin.
    • 7- Üzerine tekrar 1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri serpip 5 dakika daha pişirin. İstenirse susam yada çörek otuda serpilebilir
    • 8- Fırından çıkardıktan sonra uzun çubuklar şeklinde doğrayın. Servis tabağına alıp ılık veya sıcak olarak servis yapın.


    Kaynak: Facebook Karatay Lezzetleri Sayfası 


    Karnıbahar Ekmeği



    • 1 küçük boy karnabahar
    • 2 yumurta
    • 0,25 su bardağı doğranmış maydanoz...
    • 0,25 su bardağı doğranmış dereotu
    • 0,5 limon suyu
    • 1,5 çay kaşığı tuz
    • 1 çay kaşığı karabiber
    • 1- Karnabaharı temizlendikten ve doğrandıktan sonra bir miktar suda 5 dakika haşlayın.
    • 2- Haşlanmış karnabaharı rondo’dan geçirilip bir süzgeçte suyunu iyice süzün. Karıştırma kabına alın.
    • 3- İçine yumurta, maydanoz, dereotu, limon suyu, tuz ve karabiberi ekleyip hamur kıvamına gelene kadar karıştırın.
    • 4- Yağlanmış fırın kabına t 1’er mandalina büyüklüğünde topları yuvarlak şekilde yayın. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında üzeri kızarana kadar 10 dakika pişirin.
    • 6- Pişen karnabahar sandviç ekmekleri aralarına istediğiniz malzemeyi iki veya üç kat yerleştirip servis edebilirsiniz.

    not : Karışıma biraz lor ve ince kıyılmış taze soğan eklenincede mücver gibi oluyor. Oda farklı bir lezzet, doyurucu ve sağlıklı.

    Not:(Tarifte pişirme kağıdı kullanılmış, Karatay mutfağında kullanılmıyor.)

    Kaynak: Facebook Karatay Lezzetleri Sayfası

    2 Aralık 2016 Cuma

    Yemek Yemek Hakkında Her Şey




    Fazla yemek yendiğinde, mide hazım için daha çok enzime ihtiyaç duyar. Enzim üretmek vücut için oldukça güç olmakla beraber, kıymetli maddeler gerektirir. Sağlıklı bir insanın midesi 200-250 gr. yemeğin birinci hazmını, besinlere ve kişinin hazım gücüne göre 3-4 saat içinde gerçekleştirebilir. Bu miktarda yemeği hazmetmek için kalp zorlanmadan rahatça çalışacaktır. Bunun 2 katı yemek yendiğinde, yemeğin hazmedilmesi ve fazlalıkların kısmen depolanarak, kısmen çıkartılması için, kalbin 4-6 kat daha fazla çalışması gerekecektir.

    Bu işlem yalnız Kalbi değil, besinleri hazmetme, depolama ve fazlalıkları vücuttan uzaklaştırmakla görevli diğer organları da yıpratır. Genç bir insan fazla yemek yediğinde, vücudu kuvvetli olduğundan hazmederek, fazlalıkları dışarı atabilir. Ancak fazla yemek alışkanlık halini alır ve zorlanma devam ederse, bu kuvvet tükenir, fazlalıkların giderek daha artmasıyla, vücutta depolar oluşur. Depolar dolduktan sonra, atıklar kanla birlikte dolaşmaya başlar, böylece kan ağırlaşır, kan dolaşımı yavaşlar. Kandaki ağırlaşan atıklar, damarlarda birikmeye ve zamanla damarları tıkamaya başlar. Daralmış damarlardaki kan, organları yeteri derecede besleyemeyecek kadar azalır. Beslenemeyen organlar beyne "biz açız" uyarısı gönderir, beyin de bu çağrıya cevap olarak iştahı çoğaltır. Bu, insanı daha da çok yemeye zorlar. Yedikçe kandaki fazlalıklar ve damarlardaki tıkanıklıklar çoğalır. Kan daha da koyulaşır, organların açlık hissi daha da artar. Bu kısır döngü devam ederken, insanlarda konsantrasyon, hafıza, düşünme, anlama ve öğrenme yeteneği azalmaya, hastalıklar birer birer kendini göstermeye başlar.

    Çoğu insanlar fazla yemenin bedelini, aşırı şişmanlıkla ve şişmanlığın beraberinde getirdiği hastalıklarla öderler. Kimileri de, ne kadar yerse yesin, hep zayıf kalır. Bunlar kendi durumlarının şişmanlardan daha iyi olduğunu zanneder. Ancak çoğu zaman onların durumu şişmanlarınkinden daha tehlikeli olabilir. Çünkü fazlalıklardan oluşan atıklar, ilaçlar, toksinler ve katkı maddeleri şişmanların vücudundaki yağlarda depolandığı için, organların tahrip olması kısmen de olsa önlenebilir. Ancak zayıfların, kan vasıtasıyla bütün vücutlarını dolaşan toksinler, ateş, öksürük, terleme, nezle, kusma, ishal, sivilce, çıban gibi yollarla dışarı atılırken, bu ağır işlemler hem organlarını yıpratır, hem de eklemlerde, kaslarda ve organlarda depolanarak, ağrıya, enfeksiyona, kistlere ve genetik değişimlere (mutasyonlara) sebep olur. Bu tip insanlar genelde sık hastalanan, sıkıntılı ve asabî insanlardır.

    Günde Kaç Öğün Yemek Gerekir?

    Eskiden Hekimler "Hastalık nedir?" sorusuna; "Yediğini sindirmeden ikinci bir yemek yemektir", diye cevap verirlermiş. Hastalıkların temel nedenlerinden biri, hazmın tamamlanmasını beklemeden, yemeğin üstüne başka bir şey yemektir. Sindirim sistemi belli kurallarla çalışır. Bu kurallara göre, 200-250 gr. miktarında bir yemek, midede 3-4 saatte hazmolur ki, buna birinci hazım denir. Yemeğin cinsine, miktarına ve ağırlığına göre, birinci hazmın süresi 6-10 saate kadar uzayabilir. Hazım tamamlanmadan yenen ufacık bir lokma dahi, midenin hazım sürecini bozar. Bu bir lokma, önceki yemekle karıştığında, hazmolamayacağı için mayalanmaya ve çürümeye başlar. Önceki yemeği de bozup, çürüterek midede yanma, ekşime ve şişkinliğe sebep olur.

    Aslında, ilk hazımdan değil, üçüncü hazımdan sonra, yani besinler kandan hücrelere geçtikten sonra, ikinci bir yemek yenebilir. Yani günde iki defa yemek insan için yeterlidir. İçme konusunda da ölçü aynıdır.

    Günümüzde insanlar, günün büyük bir kısmını sürekli çiğneyerek geçiriyorlar. Yolda yürürken, sokakta konuşurken, ders çalışırken, sürekli bir şeyler atıştırarak, vücutlarını çöplüğe çeviriyorlar. En önemli sağlık kuralı ve bütün hastalıklara deva olan yegane ilaç, iyice acıkmadan yememektir.

    Karışık Yemenin Zararları
    Mizaca uymayan veya birbirine uygun olmayıp, hazmı için ayrı enzimler gerektiren yemekler, birbiriyle karıştığında, hazmolamadan çürür. Mesela, karbonhidratlar ile proteinler, süt ürünleri ile balık, birkaç inekten sağılarak karıştırılan süt, karışık et (örneğin, aynı cinsten iki farklı hayvanın eti, bir hayvanın eti ile bir diğerinin yağı, dana ile tavuk eti veya aklınıza gelebilecek herhangi bir et kombinasyonu), balık ile et, karışık yağlar (örneğin, koyun ile tavuk yağı, katı yağ ile sıvı yağ) birbirlerine zıttır. Çünkü bunların parçalanabilmesi için ihtiyaç duyulan enzimler birbirine zıttır. Bu zıtlık, enzimlerin üretilmesine engel olur, ya da üretilmiş enzimlerin birbirini yok etmesine sebep olur, yenen yemek hazmolmadan çürümeye başlar. Bu, midede saatler süren bir işlemdir ve bağırsaklarda da devam eder. Yemekten sonra kanda lökosit sayısının yükselmesi bu sebeptendir.

    Çürüme veya mayalanma sonucu oluşan zehirli ve asitli kalıntılar, sinir hücrelerini doğrudan etkileyerek, bağırsakların hareketini yavaşlatır. Bağırsaklarda toplanan kalıntılar, bağırsakları genişletir, cepler oluşturur. Bu ceplerde dışkısal taşlar meydana gelir ve yıllarca atılmadan kalabilir. Beslenmedeki hata devam ettiği süre içersinde, bağırsaklar daha da ağırlaşır, hareketi daha da yavaşlar ve kabızlık meydana gelir. Bağırsakların duvarları kanalizasyon boruları gibi zehirli, yağlı atıklarla kaplanır. Bu noktadan sonra vücudun intoksikasyonu (toksinlerle dolması) hızla artmaya başlar. Vücut, direncini kaybeder, halsizleşir, bağırsaklarda sürekli gaz oluşur, uyku ve tembellik artar. Çürüyen veya mayalanan yemek artıkları bağırsağı zehirleyerek, kana karışır. Bu atıklar kandan bütün organlara ve hücrelere yayılarak, onları da zehirler, hastalıklara yol açar. Damarları tıkayıp, organ ve eklemlerde toplanır. Tıkanan damarlarda akan koyu - ağır kan, organları beslemekte yetersiz kalır ve organlar, yukarıda belirtildiği gibi, "açız" diye çığlık atmaya başlar.

    Hızlı Yemek, Yemeği Az Çiğnemek
    Çok hızlı yemek yemek, sindirim sisteminde zararlı sonuçlara neden olabilir. Her lokmanızda, bir öncekini tamamen yutmadan, yeni bir ısırık alıyorsanız, bu çok hızlı yemek yediğiniz anlamına gelir. Eğer hızlı yemek yiyorsanız, normal hızda yemek yiyen birinin bir çatal dolusu yiyecek yemesi için geçen sürede, sizin 4-5 lokma yediğinizden haberiniz yoktur.

    Karbonhidratlar, organik asitler, aromatik maddeler ve tuzların hazmı, ağızda bol enzim içeren tükürükle başlar, çiğneme esnasında enzimlerle karışır ve bir kısmı ağızdaki kılcal damarlara süzülür. Ağır karbonhidratların hazmı ağızda başlar ve midede aynı enzimlerle devam eder. Ağızda yemeğin kimyasal yapısı hakkında toplanan veriler, beyne gönderilir. Beyin bu bilgiyi analiz eder ve yemeğin hazmını programlar. Bu durumda çiğneme işlemi büyük önem taşımaktadır. Yemek ne kadar iyi çiğnenirse, beyin yemeğin tahlilini o kadar iyi yapar ve sindirim sistemini o derece iyi hazırlar. Çiğnenmiş yemeğin tadı ve kokusu ağızda dağılmalı ve kaymaya benzer bir nesne (kimus) haline gelmelidir. Bu da 15-40 çiğneme hareketi ile elde edilir.

    Ağızda çok miktarda akupunktur noktası bulunur (her bir dişin dibinde 2'şer tane). Çiğneme esnasında, besinlerden ayrılan enerji, bu akupunktur noktaları vasıtasıyla vücudun genel enerji dolaşımına karışır. Bu yüzden küçük yudumlarla içmek ve küçük lokmalar halinde yemek gerekir. Su, süt, et suyu, meyve-sebze suyu, küçük yudumlarla alınıp, ağızda ılıtılır, tükürükle karıştıktan sonra yutulur. Eğer gıdalar yeterince çiğnenmezse, sindirim başından itibaren bozulacaktır.

    Yemeğinizi sakin, rahatlatıcı bir ortamda yiyin, yemeğe başlamadan önce derin bir nefes alın. Üzgünken, ya da bir tartışma sonrasında (ya da sırasında) asla yemeyin. Televizyon, ya da bilgisayardan uzakta yemek yiyin. Bir sonraki lokmayı ağzınıza almadan önce, ağzınızdakini çiğneyip yuttuğunuzdan emin olun. Neden hızlı ve/veya aşırı yediğinizi anlamaya çalışın. Örneğin, hızlı yiyenlerin birçoğu daha hızlı yemek için bir kardeşiyle yarışarak büyümüştür.

    Yemeği iyi çiğnemenin faydaları


    Tıb ilmi, iki beyte sığdırılmıştır. Bunu söylemenin en güzeli de, sözün kısa söylenmesidir.  "Az ye"!  Yedikten sonra hazmoluncaya kadar, başka bir şey yeme. Zira şifa, yemeğin hazmolunmasında yatar. İnsanın sağlığını bozan, yemek üzerine yemek yemektir. (İbni Sina)

    Ne Zaman Su İçmeli

    Et, yumurta, peynir gibi proteinli yiyecekler, midede hazmı uzun süren besinlerdir. Tatlılar ve meyveler midede fazla kalmadan bağırsağa geçerek, birinci hazmını burada tamamlar. Su ise, midede vücut ısısına ulaştıktan sonra, doğrudan bağırsağa geçer. Demek ki, önce su içmeli, sonra birlikte yememek şartıyla, meyve veya tatlı, sonra salata ve yemek yenmelidir. İki çeşit yemek yeniyorsa, hafif ve sulu olanı, ağır ve kuru olandan önce yemekte yarar vardır. Önce yemek, sonra meyve/tatlı yenirse, meyve/tatlı hazmını tamamlamak için bağırsağa geçemez, midede mayalanır veya çürür ve gaz oluşturur.

    İbn-i Sina, sabah ekmek yiyenlere, eti akşam yemeyi tavsiye ederdi. Ekmek ve et arasındaki vakit dilimi bu kadar uzun olmalıdır. Etle birlikte mutlaka ekmek yenecekse, önce ekmeği et suyuna batırarak yemeli, sonra et yenmelidir.

    Yemekten sonra su içince, su bağırsağa geçemez, midenin genişlemesine, mide asidinin seyrelip, zayıflamasına, hazmın uzamasına sebep olur. Yemek arasında su içmek de doğru değildir, çünkü yemekte su içen, yemeği iyi çiğneyemez. Gerektiği kadar çiğnenmemiş yemek, mideye, bağırsaklara ve dalağa zarar verir.

    Yemekten 1,5-3 saat sonra su içmek daha uygundur. Zaten 1,5-3 saat sonra midenin hazmı sona yaklaşınca, yani yemek ikinci hazma hazır hale gelince, insanın su istemesi normaldir, su içmek için doğru zaman dilimi de budur. Ancak yemek kuru ise, o zaman çiğnenip, yutulan her lokmadan sonra, bir yudum su içmekte zarar yoktur. İsteyenler, yemekten sonra birkaç yudum su içebilirler.


    Kaynak: Aidin Salih/ Gerçek Tıp (İnternette Derlenen Bilgilerden Özet)

    Tatlı İsteğini Bastırmanın Yolları




    Fransa’da yapılan bir araştırmaya göre şeker kokain kadar bağımlılık yapıyor. Çikolata yemeye başladığınızda, beyniniz mutluluk verici hormonlar olan dopamin ve opiat salgılamaya başlıyor. Bu bağımlılık yapıcı hormonlar daha fazla çikolata için sizi dürtmeye başlıyor.

    Şekerli yiyecekleri vücudumuz istiyor, çünkü yediğimizde bizi mutlu yaptığını biliyor. Ama bunlar sonunda bizi depresif ve kaygılı yapabilir. 2002’de altı ülkede yapılan bir araştırmaya şeker alımı arttıkça depresyon riski de artıyor.

    Şekerin diğer etkilerini zaten biliyoruz. Kilo alımına sebep oluyor, dişleri yıpratıyor, kalp hastalıkları, diyabet ve kanser riskini artırıyor.
    Ama şeker tüketimine devam ediyoruz, çünkü “hayır” demek kolay değil. İyi haber ise Doğu’nun bilgeliği ve Batı’nın bilimi şeker dürtüsünü kesmek için bize birkaç strateji öneriyor.

    Şeker İsteğini Nasıl Kesersiniz:

    1. Güzel Bir Kahvaltı Yapın Yumurta, peynir, zeytin, tereyağı olsun kahvaltınızda. Böylece şekerli bir şey yeme isteğini uzun süre bastırmış, aynı zamanda da metabolizma hızını arttırmış ve vücudunuza enerji pompalamış olacaksınız.

    2. Yeşil Sebze Tüketin Brokoli, ıspanak gibi yeşil sebzeler enerjinizi artırır ve içeriklerinde bulunan magnezyum gibi mineraller sayesinde şeker yeme isteğini bastırır.

    3. Yapay Tatlandırıcılardan Uzak Durun Yapay tatlandırıcılar şeker isteğini aslında artırıyor ve yağ oluşumunu hızlandırıyor.

    4. Güneş Işığı Alın D vitamini serotonin üretmeye yardımcı olur. Mutluluk hormonu serotonin şeker isteğini kontrol altına alacağı için güneş ışığından yararlanmaya çalışın.

    5. İyi Yağlardan Yiyin Kabuklu kuru yemişler, somon gibi omega-3 yağı açısından zengin balıklar, zeytinyağı gibi gıdalar kan şekerini sabit tutar, açlığı engeller. Aynı zamanda bunalımı ve kaygıyı engelleyen hormonlar salgılanmasına yardımcı olur.

    6. Her Öğünde Protein Alın Vejeteryanlar şeker yeme isteğini kontrol altına almada daha çok zorlanırlar. Kırmızı et, beyaz et, yumurta ve balık enerji uyarımı yapar ve şeker isteğini bastıran nörokimyasallar salgılanmasını sağlarlar.

    7. 8 Saat Uyuyun Uyku eksikliği şeker yeme isteğine neden olan girelin isimli bir hormon salgılanmasına neden olur. Aynı zamanda iştahı kesen leptin isimli hormonun etkisini azaltır.
    Şeker alışkanlığını bırakmak zor olsa da, sonuçları fazlasıyla tatmin edici: daha düz bir karın, daha fazla enerji, daha güzel bir cilt ve daha az doktor ziyareti.

    Hipotiroidi Nedir



    Hipotiroidi, tiroid bezinin yeterli çalışamamasıyla ortaya çıkar. Hipotiroidinin en bilinen nedeni sebebi bilinmeyen bir şekilde tiroid bezlerinin fonksiyonunun bozulmasıyla ortaya çıkan Hashimoto hastalığıdır. Bu hastalıkta önce guatr vardır, daha sonra tiroid bezi küçülür ve hormon salgılayamaz hale gelir.
    Hipotiroidiye neden olan diğer bir etken de tiroid bezi ameliyatlarıdır. Ameliyatla birlikte bezin büyük bir bölümü alındığından yeterli hormonu salgılayacak bölüm kalmamış olur. Radyoaktif iyot tedavisi yapılan hastalarda da tiroid bezi hasar gördüğünden hormon salgılanması azalır ve hipotiroidi gelişir. Bazı durumlarda baş ve boyuna yapılan ışın tedavisi sonrası da bu rahatsızlık gelişebilir. Bazı ilaçlar da hipotiroidiye neden olur.

    Hipotiroidi en çok kimlerde görülür?

    Hipotiroidinin;
    • Şeker hastalarında,
    • Kansızlık problemi olanlarda,
    • 60 yaş üstü kadınlarda,
    • Kandaki yağ oranı yüksek kişilerde,
    • Adet düzensizliği ve çocuğu olmayan kişilerde,
    • Depresyonu olanlarda görülme ihtimali daha fazladır.

    Hipotiroidi belirtileri nelerdir?

    Hipotiroidi rahatsızlığı olan hastalarda;
    • Halsizlik,
    • Üşüme titreme,
    • Ses kısıklığı,
    • Şişkinlik,
    • El, yüz ve gözde şişlik,
    • Ciltte kuruma,
    • Saçlarda dökülme,
    • Uyku bozukluğu ve depresyon,
    • Adet düzensizliği,
    • Kilo artışı,
    • Konsantrasyon bozukluğu, hafıza zayıflığı,
    • Kansızlık, b12 eksikliği,
    • Az terleme gibi durumlar görülür.

    Hipotiroidi nasıl teşhis edilir?

    Hipotiroidi tanısında en önemli test THS ölçümüdür. Serbest T4 düzeyi düşük, TSH düzeyi yüksek bir hastada hipotiroidi vardır. Testlerde ayrıca demir, b12 ve kan da yağ düzeyine de bakılır.

    Hipotiroidi nasıl tedavi edilir?

    Nadir olarak Hashimoto hastalıklarında %20 oranında kendiliğinden iyileşme görülse de, Hipotiroidi tedavisi ömür boyu süren bir hastalıktır. Hastalık öncelikle doktorun yaraladığı dozlarda verilen ilaçlarla tedavi edilir ve tiroid hormonları normal düzeye getirilir. Kişi 6 ay-/yılda bir doktor kontrolüne gitmelidir. Hamile kalan hastalar, doktora gidip ilacın dozunu yeni duruma göre ayarlatmalıdır. Demir ve kalsiyum ilaçları, antasitler tiroid ilacının emilimini etkilediği için farklı zamanlarda alınmalıdır. Bu hastalığa sahip kişiler kesinlikle iyotlu tuz tüketmemelidir.

    http://www.anatomica.com.tr/hipotiroidi-nedir

    Gluten Hassasiyeti Nedir



    Gluten, buğday gibi tahıllı besinlerde bulunan bitkisel bir protein.
    Buğday , çavdar, arpa, yulaf olmak üzere diğer hububat tahılları ile de yakından alakalıdır ve bu nedenle bu tahıllar da gluten içerirler. Gluten, hamurun güçlü yapısından sorumlu, buğdayda bulunan proteindir. Gluten proteinleri, ekmek yapımı esnasında oluşan ağsı yapıdan sorumludur. Yükselme devresinde oluşan bu yapı çok önemlidir, glutensiz istenilen yapı oluşamaz ve ekmek mayalanamaz.

    Gluten, birçok insan için mide-bağırsak kanalı yoluyla kolaylıkla sindirilebilen normal bir proteindir. Fakat bazı kişiler gluteni sindiremez. Bu kişiler bir sonraki aşaması ince bağırsakda yıkıcı tahribe yol açacak çölyak hastalığına namzet gluten intolerantlardır. Glüten bir seri farklı proteinin karışımıdır ve iki grupta sınıflandırılır bunlar, Prolaminler ve Glutelinlerdir.
    Başlıca prolamin proteini olan Gliadin, çölyak hastalığı veya gluten intoleransında başlıca problemdir, gliadin antikorları bu hastalıkla alakalı olan bağışıklık komplekslerinde bulunmaktadır.
    Gluten hassasiyeti bir sonraki salgındır. Birçok doktor çölyak hastalığı konusuna ve Gluten hassasiyeti sebepli sindirim problemine aşinadır, fakat doktorların büyük bir çoğunluğu gluten intoleransının , özellikle sindirim dışındaki diğer belirtilerinden pek haberdar değildir.

    Benim kendimde gluten intoleransını bulmam uzun seneler aldı. Maalesef hiçbir diyetisyen ve doktordan bu konuda yardım alamayıp bir Hint uzmanla çalışarak devamı buldum. Devamlı kabızlık, gaz, hatta tansiyonumun yükselmesine sebep olan gluten ve unu 8 ay boyunca kestikten sonra tüm bu bulguların tamamen geçtiğini görmek beslenme uzmanlığı eğitimi almaya karar vermeme sebep oldu.
    18 milyon kişinin gluten intoleransı olduğu tahmin edilmektedir ve insanlar bunun farkında bile olmadan yaşamaktadır.
    Benim tahminim, 2 kişiden 1 i bu probleme sahip. Özellikle dünyada en fazla ekmek tüketen ve hamur işlerine bu kadar yatkın bir toplum olan Türklerde ise farkındalığın çok daha az olduğu ama aksine bu oranın çok daha fazla seviyelerde olduğu tahmin etmekteyim.

    Glüten duyarlığı olan birçok insan sindirim sorunu yaşamaktadır.2002 yılında, New England Journal of Medicine da bir çalışma yayınlandı bu araştırmaya göre 55 kronik rahatsızlığın gluten sebepli olduğu belirtiliyordu. Bu kadar gösterge ve bildiriye rağmen neden hala birçok doktorun bu problemden bihaber olduğu hep aklıma takılmaktadır.
    İlaç sektöründe yeni bir şey keşfedildiğinde, bu bilginin medikal okullarda okutulması ve klinik olarak pratiğe geçmesi ortalama 17 yıl sürmektedir. Gluten hassasiyeti üzerine yapılan araştırmalar henüz 17 yılı bulmadı ama gerçek şu ki glutenin sebep olduğu birçok hastalığın anlaşılması için henüz yolun başındayız.

    Bir teoriye göre de eğer gluten hassasiyeti sorunu yoksa istedikleri kadar yiyebileceklerini söyleseler de ben aynı fikirde değilim. Yelpazenin diğer tarafında ise bir otoimmun hastalığı olan çölyak hastalığı mevcuttur ki zerre kadar glüten miktarı tüketilmesi bile yıkıcı sonuçlara sebep olabilir. Herkes bu yelpazenin üzerinde bir yere denk düşer. Çölyak hastalığına bir adım uzakta yada glütenle ilgili sorunsuz biri olmaya bir adım yakında olabilirsiniz.

    Glüten hassasiyetinin muhtemel uyarı sinyallerinin birkaçı aşağıda belitilmektedir.
    1. Migren ve başağrısıBesin hassasiyetinin başağırısı ve migrene sebep olduğu bilinir ve gluten bu açıdan farklı değildir. Yeni yapılan bir çalışmada migren tanısı almış kişilerin% 56 sının altta yatan sebebin gluten duyarlılığı olduğunu gösterdi. Diyetlerinden gluteni çıkarılması ve glutensiz yaşam tarzı benimsemeleriyle migren sorunları çözüldü.2. Beyin sislenmesi/bulanması
    Gluten, bazı insanlarda morfine benzer etki gösteren ve beyinde sislenmeye sebep olan gluteomorphines içerir. Gluten aynı zamanda beyne saldırarak enflamasyona ve beyinde bulanmaya sebep olabiliyor.

    3. Depresyon
    Gluten bağırsak florasının bozulmasına ve leaky gut sendromuna sebep olur .Böylece bünyenin B vitaminleri, demir, D vitamini, omega 3 yağ asitleri ve çinko gibi bazı önemli besinleri absorbe yeteneğini bozabilir. Bu vitaminler ise beyin ve ruh sağlığımız için önemli besinlerdir.Öte yandan leaky gut sendromunda bağırsaktaki atık maddelerin tekrar kana karışması ile iltihaplanmalara neden olur.

    4. Eklem ağrısı
    Gluten bağışıklık komplekslerine saldırır ki bu eklemlere yerleşerek şişlik, ağrı ve iltihaba neden olabilmektedir.

    5. Deri döküntüleri
    Tüm bunlar cildin enflamasyonundan başka bir şey değildir..Glüten hassasiyeti nasıl ölçülür?
    Gluten hassasiyetinin anlaşılması için 2 yöntem mevcuttur.

    1. Kan Testi
    Gluten duyarlılığı test etmek için kullanılabilecek birkaç kan testi vardır; Ancak çoğu geleneksel doktorlar bu testi kabul etmezler. En geleneksel doktorlar hala sadece çölyak hastalığı için test yapar, bu sebeple gluten duyarlılığının test edilmesi amacıyla bir fonksiyonel tıp doktoru bulunması çok daha doğru olacaktır.
    2. Clean 30 programımız
    Kolayı ise Clean 30 programımızla glutenli gıdalardan arınıp yerine alternatif gıdalarla beslenerek kendinizdeki iyileşmeyi görerek emin olabilirsiniz.
    4 hafta boyunca glutenli gıdaları yemeyi tamamen kesip kendinizi bu süre boyunca daha iyi hissediyor iseniz büyük bir olasılıkla glüten hassasiyetiniz var demektir.
    Bu sebeple danışanlarımızın hepsine glüten içerikli gıdaları tamamen diyetlerinden çıkarmalarını öneriyoruz..
    Bazıları için %100 glutensiz beslenme de yetesiz kalabiliyor. Çoğu insan glütenin zamanında hasara sebep olduğu bağırsak florasını iyileştirmeye çalışmaktadır..
    Eğer ufacık bir şüpheniz varsa glüteni kesin. Gluten yemeği keserek bir şey kaybetmiş olmayacaksınız. Aksine yaşamınızı yada çok sevdiğiniz birinin sağlıklı ve enerjik yaşamını korumuş olacaksınız.

    Kilolu Olma Sebepleri



    Kiloluluk Her Yaşta Gelişebilir:

    Fazla kiloluluk her yaşta gelişebilir. Doğum kilosu kiloluluğu tahminde güvenilir değildir. Diyabetik (şeker hastası) anneden doğanlarda fazla kilolulık riski ve karında yağlanma fazladır. Yeni doğan bebeklerde baş çevresi küçük olanlarda fazla kilolulık riski yüksektir. Fazla kilolulık çocukluk döneminde ortaya çıkabileceği gibi ileri yaşlarda da ortaya çıkabilir.

    Çocukluk Döneminde Kilolu Olanların Erişkin Yaşlarda Kilolu Olma Riski Yüksektir:
    3-10 yaş arasında aşırı kilolu olan çocukların %50’sinde erişkin dönemde aşırı kilolu olma riski vardır. Ergenlik çağında aşırı kilolu olanların ise %70-80’inde ileri yaşta aşırı kilo gelişmektedir. Bu nedenle çocukluk çağından itibaren fazla kilolarla mücadele etmek gerekir.

    Kadınlarda Gebelik ve Menopoz Kilo Almanın En Fazla Görüldüğü Dönemlerdir:
    Erişkin kadınlar özellikle gebelik ve emzirme döneminde, doğum kontrol hapı kullanırken ve menopoz döneminde kilo alırlar. Doğum sayısı arttıkça alınan kilolarda artma olmaktadır. Bu dönemlerde kadınların kilo almamak için beslenmelerine dikkat etmesi ve egzersizi bırakmaması gerekir. Kilo alan bir kadının doğum kontrol ilaçlarını kullanmaması gerekir. Menopoz döneminde ortaya çıkan kilo alma olayı kanda kadınlık hormonu denilen östrojenin azalması neticesinde oluşur. Azalan östrojen hormonu çeşitli mekanizmalarla kilo alımı yapmaktadır. Menopoz tedavisi için ilaç alınsa bile kandaki östrojen hormonu tam olarak düzelmediği için de menopozdaki kadınlarda kilo vermede sıkıntılar olmaktadır. Bu hastalarda diyet, egzersiz ve bazı zayıflama ilaçları faydalı olabilmektedir.

    Yaş Arttıkça Kilo Alınmasının Nedeni Kortizol ve İnsülin Hormonlarındaki Artışa Bağlıdır
    Yaşla birlikte kilo artımının bir nedeni, kanda pankreas bezinden salgılanan insülin hormonu ile böbreküstü bezinden salgılanan kortizol hormonunun artmasıdır. Her iki hormonda çeşitli mekanizmalarla yağ birikimi artırmaktadır. Aslında bu hormonlar yağların parçalanmasını veya erimesini engelleyerek yağ miktarının artmasına neden olurlar.

    Kilo Alınmasına Neden Olan İlaçlar:
    Bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar kilo aldırır. Bu ilaçlar kullanılırken beslenmeye dikkat etmeli ve hareket artırılmalıdır. Kilo artıran bu ilaçlar şunlardır:
    · Psikiyatrik hastalıklar ve depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlar
    · Kortizon
    · Doğum kontrol hapları
    · Tansiyon ve kalp hastalığı tedavisinde kullanılan beta bloker grubu adı verilen ilaçlar
    · Şeker hastalığı tedavisinde insülin tedavisi
    · Epilepsi (sara) hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçlar
    · Alerji, grip-sinüzit tedavisinde kullanılan antihistaminik adı verilen ilaçlar.

    Zayıflamaya Aşırı Düşkünlük:
    Zayıflamayı takıntı haline getiren bazı kadınlar, uzun süre yemek yememe veya yemeyi kısma döneminden sonra, aşırı yeme dönemine girerler. Böylece daha fazla kilo alırlar. Bazıları ise üzüntülü ve sıkıntılı durumu gidermek için aşırı yemek yer ve sonunda kilo alırlar.

    Psikolojik Nedenler:
    Psikososyal bazı olaylar da fazla kilolulığı tetikler. Bu olaylar arasında erken yaşta anne ve babayı kaybetme, ailenin alkolik olması, kronik depresyon, evliliğin iyi gitmemesi, göç, emeklilik ve gece vardiyasında çalışma gibi nedenleri sayabiliriz.

    Bebeklerin Beslenmesinde Yapılan Yanlışlar:
    Yenidoğan döneminde anne sütü ile beslenmenin fazla kilolulık riskini azalttığı gösterilmiştir. Özellikle erken aylarda (6 aydan önce) ek mamalara başlanması çocuğun aşırı kilo almasına neden olur. Ayrıca bebeğe aşırı miktarda muhallebi yedirmek, hazır mamalara bisküvi, bal ve şeker koymak da kilo alımına neden olur.
    PROF .DR METİN ÖZATA

    Bağırsak Sağlığınız İçin Öneriler

    Bağırsak temizliği tüm vücut için çok yararlıdır çünkü bu temizlik, parazitlerden çok zaman önce tüketilmiş bir gıdanın atıklarına kadar vücut için gerekli olmayan ve bağırsakları tıkayabilecek her şeyi temizler. İyi bir kolon temizliği ve uygun bir diyet, bağırsakları tertemiz yapar. Bu; vücudu ve iç organları iyileştirmekle kalmaz; daha huzurlu hissetmeye, daha rahat uyuyup daha kolay nefes almaya yardımcı olur, ağız ve ter kokusunu önler ve sivilcelerin azalmasına yardımcı olur.
    Bağırsak temizliği, besinlerin daha iyi emilip özümsenmesini sağlar.



     Bağırsakların Temiz Kalması İçin Öneriler
      Haftada en az 7 meyve tüketin ve çok lif içeren, özellikle kırmızı meyveleri seçmeye özen  gösterin.
  • Haftada 2 ila 3 kez, tam tahıllı karbonhidratlar tüketin.
  • Kolon temizleyici özelliği olan, yani bol protein ve lif içeren yiyecekler tüketin.
  • Yağlı ve şekerli yiyeceklerden uzak durun.
  • Yemeklerinize çekilmiş keten tohumu ekleyin.
  • Her gün egzersiz yapmaya çalışın. En azından günde yarım saat yürüyüş yapın.
  • Günde en az 2 litre su tüketin.



  • Kabızlığa doğal çözüm:
    2 adet gün kurusu kayısı
    1 adet cevizi gece boyunca suda beklerim. Ertesi sabah bu besinleri içinde beklettiğiniz su ile birlikte tüketin.

    Bağırsak sağlığı için tuvalette doğru oturuş pozisyonu



    Yaratılışımız gereği, boşaltım sistemimiz sadece 35 Derecelik açı yakalandığı zaman tam olarak doğru çalışmaktadır. Bu açının tam oluşmaması durumunda tam ve doğru boşaltım sağlanamamaktadır.
    Yani buradan anlıyoruz ki, atalarımızın yıllardır kullandığı alaturka oturuş pozisyonu en doğru pozisyonmuş.



    http://hakanmenguc.com/bagirsak-sagliginiz-icin-cok-onemli-tavsiyeler/

    Fasulyeli Ispanak Böreği (Unsuz)





    2 su bardağı haşlanmış robottan geçmiş kuru fasulye
    2 yumurta

    Bir demet ıspanak
    Yarım su bardağı yoğurt
    Yarım cay bardağı zeytin yağı
    50 gr beyaz peynir
    5 adet ceviz
    1 çay kaşığı karbonat

    Tuz ve pul biber

    Hepsini karıştırılıp yağlanmış tepsiye alınır. 180 derece fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirilir.

    Kaynak: Facebook Karatay Lezzetleri Grubu (Gülsüm Çokberk Arslan)

    30 Kasım 2016 Çarşamba

    Brokoli ve Karnıbaharlı Köfte




    Karnabahar ve brokoli buharda pişirilir.
    Yoğurma kabına alınır. İstenilen baharatlar ve tuz konur iyice yogurulur
    Kuru soğan ve sarımsak ince bir şekilde doğanır bir tavada zeytin yağı ile biraz pişirilir, üzerine kıyma koyulur. Karabiber, maydanoz,  yeşil soğan ve pul biber eklenip karıştırılır.
    Pisince ocaktan alınır,  soğuyunca karnabaharlarn üzerine koyulur, iki yumurta kırılır ve iyice yogurulur.
    Borcam zeytinyağı ile yağlanır.
    Halka halka soğanlar dogranir ve borcama dizilir. Soğan halkalarinin üzerine köfteler dizilir ve fırına verilir.
    Afiyet olsun.

    Kaynak: Facebook Karatay Lezzetleri Sayfası. (Elif Açık)

    Turşu Yararlı mıdır?



    Turşu sağlığınız için faydalı mıdır? Cevap turşu yapımında kullanılan yönteme göre değişmektedir. Aşağıdaki makale geleneksel ve modern yöntemi incelenmekte ve bu yöntemlerin nihai ürünün besin değerlerini nasıl etkilediğini göstermektedir. .

    Biliyor Muydunuz?
    Kornişon turşusu Amerika Birleşik Devletleri’nde en sık tüketilen turşu çeşididir. Bunlar genellikle sandviç, hamburger ve diğer atıştırmalıklar ile birlikte servis edilirler.

    Günlük yemeklere keskin bir tat eklemek istediğinizde turşu uzun zamandır ilk tercih olmuştur. Onlar kesinlikle yemeği daha heyecanlı bir hale getiren lezzet arttırıcılarıdır. Ancak, sağlık açısından turşunun herhangi bir besin değeri var mıdır? Turşu yemeklere tat katmanın haricinde onlara besin değerleri de katıyor mu?

    Turşu Sağlık İçin Faydalı Mıdır?
    Daha önce belirtildiği gibi, cevap turşu yapımında kullanılan yönteme göre değişmektedir. Salatalık gibi sebzeler ya da elma, şeftali ve armut gibi turşu yapımında kullanılan meyveler şüphesiz besleyicidir fakat turşu yapım süreci son ürünün besin içeriğini belirler. Bunlar aşağıda ele alınmıştır;
    Doğal Fermantasyon:
    Turşu yapımında kullanılan geleneksel fermantasyon yönteminin, turşu yapımında kullanılan sebze ve meyvelerin besin değerlerini koruduğu tespit edilmiştir. Bunun nedeni geleneksel fermantasyon yönteminde herhangi bir ısı veya kutulamanın kullanılmamasıdır. Sadece rafine edilmemiş deniz tuzu ya da fermantasyon için kullanılır. Bu şekilde doğal olarak fermente edilen turşular sindirimi kolaylaştırdığı bilinen faydalı bakteriler açısından da iyi bir kaynak sağlar. Yani doğal olarak üretilen bu turşulardan küçük miktarlarda tüketmek, bağırsaklardaki faydalı bakterileri artırmak için kolay bir yoldur. Sindirimi geliştiren bu faydalı bakteriler bağışıklık sistemini geliştirmenin yanında, B ve K vitaminleri sentezinde de önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca turşu doğal bir şekilde fermente edildiğinde, ısıya duyarlı vitamin ve mineraller de kaybolmaz. Bu geleneksel yolla fermente edilen turşunun en önemli faydalarından biridir.

    Modern Turşu Yöntemleri:
    Bugünlerde turşu kurmanın en yaygın yolu olan sirke-tabanlı pastörize turşular ısıl işlem görmektedir. Her ne kadar bu süreç ürünün raf ömrünü uzatsa da, zengin enzimler ve yararlı bakterilerin yanı sıra ısıya duyarlı vitaminleri öldürmektedir. Isıtma işlemi nihai ürünün besin değerini düşürür. Yani, modern yöntemlerle üretilen turşuların doğal olarak üretilen turşulara göre besin değerleri azalmaktadır.
    Porsiyonlarınıza Dikkat Edin!
    Hiç şüphe yok ki geleneksel yöntemle fermente edilen turşu, sağlıklı ve lezzetlidir ancak kesinlikle aşırı tüketimini önlemek gerekir. Nedeni ise oldukça basit turşunun yüksek tuz içeriği! Turşuyu daha uzun bir süre için muhafaza edebilmek için ekstra tuz ilave edilmesi gereklidir. Yani çok fazla turşu tüketmek ekstra tuz almak demektir.
    Örneğin bir kornişon turşu 306 mg sodyum içeriği ile günlük sodyum ihtiyacının %13’ünü karşılar. Yani günde bir kaç tane turşu tüketirseniz günlük ihtiyaç olan 2.300 mg’ı aşabilirsiniz. Yüksek miktarda tuz alımı yüksek tansiyonun en önemli sebeplerinden biri olmuştur. Çok fazla sodyum alımı da vücudun susuz kalmasına neden olarak böbrek hasarı, kalp krizi ve inme riskini arttırabilir. Bu sağlık riskleri akılda tutulmalı ve turşu tüketiminde kesinlikle aşırıya kaçılmamalıdır.
    Turşu Suyu:
    Çok küçük miktarlarda turşu suyu içmenin de bazı sağlık faydaları olabilir. Yüksek sodyum içeriği nedeniyle turşu suyu içmek, kas kramplarının ve akşamdan kalmalık belirtilerinin hafifletilmesine yardımcı olabilir. Pek çok sporcu turşu suyunun spor ile bağlantılı kas kramplarını rahatlattığını bildirmiştir.

    Hamilelikte Turşu Tüketimi:
    Genellikle kadınların hamilelik dönemlerinde turşuya aşerme eğilimleri olduğu görülmüştür. Hamile bayanlarda turşu tüketimi çok endişe yaratacak bir neden olmasa da, turşunun çok yüksek tuz içeriği nedeniyle porsiyon konusunda dikkatli olunmalıdır.
    Sonuç olarak doğal fermantasyon yöntemi turşu üretiminin orijinal yöntemidir ve bu şekilde üretilen turşular yıllar boyu sağlıklı ve lezzetli yemeklerin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Besin değerlerinin ve faydalı bakterilerin ölmesi nedeniyle ısıl işlem görmüş turşulardan kaçınmaya çalışın. Az miktarda tüketildiğinde sağlıklı olan turşuları aşırıya kaçmadan tüketmeye özen gösterin!


    http://www.bilgiustam.com/tursu-saglik-icin-faydali-midir-zararli-midir/

    22 Kasım 2016 Salı

    Çökelek Salatası

        

        
         1 kase çökelek,
  • 1/2 demet maydonoz,
  • 4 dal taze soğan,
  • 1 tatlı kaşığı pul biber,
  • 3 çorba kaşığı zeytinyağı

  • Taze soğan ve maydanozlar ince ince doğranır.
    Bir kabın içerisine alınır.
    Üzerine çökelek ve pul biber, eklenip harmanlanır.
    Son olarak zeytin yağı ilave edilip, karıştırılır.
    İstenilen zaman servis edilebilir.


  • 19 Kasım 2016 Cumartesi

    Yer Elması Çorbası





    Malzemeler:
    • yaklaşık 750gr yerelması
    • 1 adet kuru soğan
    • 2 yemek kaşığı zeytinyağı
    • yarım su bardağından biraz az kırmızı mercimek
    • yaklaşık 1,5lt kaynamış su
    • tuz
    • limon
    Hazırlanması:
    1. Yerelmalarını soyup limonlu suda bekletin. Kuru soğanı yemeklik doğrayıp zeytinyağında kavurun.
    2. Soğan şeffaflaşmaya başlayınca yerelmalarını küp küp doğrayıp tencereye ekleyin. Mercimeği yıkayıp tencere ilave edin ve birkaç kez daha karıştırın.
    3. Kaynamış suyu ekleyip mercimekler ezilene kadar pişirin. Pişince blendırdan geçirin, kıvamı koyu gelirse su ilave edin. Tuzunu ekleyip limon suyula servis yapın.

    Yumurta Yiyemeyenlere Alternatif Besinler


    18 Kasım 2016 Cuma

    Akşam Yemeği Menü Önerileri

    Mercimek çorbası
    Sebzeli et sote
    Barbunya
    Yoğurt

    Ciğer
    Brokoli çorbası
    Salata
    Turşu

    Mercimek çorbası
    Kıymalı pazı yemeği
    Turşu Yoğurt

    Ayran çorbası
    Etli kabak dolmasi
    Taze fasulye
    Yoğurt


    Patlıcanlı mercimek yemeği
    Mevsim salatası
    Yoğurt

    Domates çorbası
    Domatesli biberli biftek
    Yoğurtlu köz kırmızı biber
    Salata

    Bulgursuz mercimek köftesi
    Köfte
    Yoğurt
    Turşu

    Mercimek çorbası
    Kuzu incik,
    Bulgur pilavı
    Salata
    Ayran

    Mercimek köftesi
    Havuç salatası
    Domates soslu mantarlı biftek
    Ayran

    Fırında palamut
    Salata
    Mercimek çorbası

    Tarhana çorbası
    Ispanak yemeği
    Yoğurt
    Tursu

    Tarhana çorbası
    Kıymalı pırasa yemeği
    Turşu
    Ayran

    Kıymalı karnabahar
    Domates soslu fırında patlıcan biber
    Yoğurt
    Salata

    Domates çorbası
    Etli kırmızı biber dolması
    Yoğurt
    Salata

    Sebze çorbası
    Fasulye salatası 
    Yoğurt

    Kuru köfte
    Piyaz
    Yoğurt

    Mercimek çorbası
    Patlıcan musakka,
    Yoğurt
    İki kaşık bulgur pilavı

    Etli karnabahar yemeği
    Kuru börülce salatası.
    Yoğurt

    Kıymalı pırasa
    Ev yoğurdu
    Cevizli brokoli salatası

    Kereviz çorbası
    Zeytinyağlı domatesli Brüksel lahanası
    Mevsim salatası
    Yoğurt

    Mercimek çorbası
    Barbunya
    Turp
    Yoğurt

    Mercimek çorbası
    Kıymalı ıspanak
    Ev yoğurdu

    Fırında sebzeli tavuk sarma
    Mercimek salatası
    Yoğurt

    Fırında köfte
    Marul salata
    Kabak borani

    Tarhana çorbası
    Yeşil biberli mantar sote
    Ispanak yemeği
    Yoğurt

    Yoğurtlu kereviz salatası
    Unsuz mercimek böreği
    Hindi eti veya tavuk

    Yumurtalı pazı kavurması
    2 kaşık bulgur pilavı
    Ev yapımı turşu
    Evde mayalanan yoğurt

    Tarhana çorbası,
    Fırında balık
    Yeşil fasulye

    Maş fasulyesi salatası
    Köfte
    Yoğurt

    Kıymalı bamya
    Mercimek corbasi
    Salata
    Yogurt

    Zeytinyağlı pırasa
    Tarhana çorbası
    Et sote
    Yogurt

    Biber dolması
    Yoğurt
    Barbunya

    Karnıyarık
    2 kaşık bulgur
    Yoğurt
    Turşu

    Karnabahar mantısı
    Çorba,
    Salata

    Etli kereviz
    Tarhana çorbası
    Turplu salata
    Brokoli
    Yoğurt

    Ispanak
    Çorba
    Salata

    Zeytinyağlı enginar
    Deniz börülcesi zeytinyağlı sarımsaklı
    Kırmızı biber zeytinyağlı sarımsaklı

    Sebze çorbası
    2 kaşık bulgur pilavı
    Taze fasulye

    Yoğurt çorbası
    Yeşil mercimek
    Izgara tavuk
    Salata

    Pırasa
    Börülce salatası
    Köfte

    Lahana sarması
    Mercimek çorbası
    Yoğurt
    Turşu

    Kuru fasulye
    2 kaşık bulgur pilavı
    Yoğurt soslu kuru biber ve patlıcan
    Turşu

    Ispanaklı ve kıymalı yumurta
    Yoğurt
    Salata

    Kıymalı patlıcan musakka
    Kuru fasulye
    Turşu
    Ayran

    Fırında pirzola
    Yeşil salata
    Brokoli
    Kırmızı lahana turşusu
    Sebze yoğurtlama.

    Etli ya da tavuklu nohut
    Sarımsaklı yoğurtlu karnabahar haşlama
    Mercimekli bulgur pilavı
    Mevsim salatası